Döviz Haberleri

Sanayicilerin 2025 İçin İstikrarlı Kur Talepleri

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, önümüzdeki yıl döviz kurulunda büyük bir hareketlilik beklemediğini ifade ederek, istikrarlı bir kurun Türkiye’nin en önemli gereksinimi olduğunu vurguladı.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, küresel ekonominin bir dezenflasyon dönemine girdiğini belirtirken, enflasyondaki alışkanlıkların ve direncin kolayca değişmeyeceğine, fakat her şeye rağmen dezenflasyon konusunda bir ivme kaydedildiğine değindi.

Bahçıvan, önümüzdeki aylarda, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri için enflasyonun düşeceğini ve faiz indirimlerinin güçlü bir şekilde gündeme gelebileceğini dile getirdi. “Avrupa Birliği’nde bunu yavaş yavaş görmeye başladık. ABD’de de buna uygun bir sürecin başlayabileceğine dair izlenimler var.” şeklinde konuştu.

Bahçıvan, dünya genelinde gelecek yıl belirsizlikler olabileceğine dikkat çekerek, “AB’nin iki önemli ülkesi, Fransa ve Almanya’daki politik belirsizlikler, AB’nin nereye evrileceği konusunda en önemli sorulara yanıt verebilir. Eğer Trump döneminin daha korumacı ve kapalı bir ekonomi şeklinde bir eğilim haline gelirse, tahmin edemeyeceğimiz başka soru işaretleri de ortaya çıkabilir.” dedi.

Türkiye’nin Amerika pazarında Çin’in etkisiyle ne kadar yer alacağını zamanla göreceklerini dile getiren Bahçıvan, “Çin’in rakip pazarlarda ABD’den kaybettiği pazarları fiyat düşürerek geri kazanması, bizim için önemli bir rekabet dezavantajı oluşturacak. Önümüzde ihtiyatla yaklaşılması gereken bir dünya gerçeği var. Fırsatlar mevcut, ancak hızla değişebilecek tehditleri gözden kaçırmamak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Bahçıvan, geçen yılın Orta Vadeli Program (OVP) açısından en olumsuz yönünün enflasyon olduğunu belirterek, “Enflasyon hâlâ ciddi bir direnç gösteriyor, ancak cari açıkta beklenenden daha olumlu bir durum söz konusu. İşsizlik oldukça dengeli ve istikrarlı gitti. Bütçe açığı, deprem harcamaları nedeniyle hedefle uyumlu bir noktada. Enflasyon mücadelesinin sürdüğü bir dönemde büyümeye fazla odaklanmamak gerekiyor. Enflasyonla mücadelede belli bir aşama kaydettik, ama daha uzun bir yol var. Bu nedenle 2025’in en önemli gündemi, enflasyonu hayatımızdan çıkarmak olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

“Sanayicinin en büyük çabası”

Enflasyonla mücadelenin ciddi fedakarlıkları gerektirdiğini belirten Bahçıvan, programın hedeflerine ulaşmasında en büyük çabanın sanayi ve üretim kesiminden geldiğini vurguladı.

Bahçıvan, sanayi dünyası olarak finansal istikrarın sağlanması ve enflasyonun ortadan kaldırılması için fedakarlık ve sabır gösterme konusunda kararlı olduklarını ifade etti.

Erdal Bahçıvan, finansmana erişim açısından Eximbank kredilerinde bir artış beklediğini, TL reeskont kredilerinin ucuzlamasını, döviz reeskont kredilerindeki açılmayı, KOBİ’lerin üst sınırlarında bir yumuşama ve istihdam odaklı bazı sektörlerdeki maliyetlerin biraz daha düşmesini gündeme alacaklarına inandığını aktardı.

“Finansal istikrar bizim için önemli”

Merkez Bankası’nın faiz kararlarıyla ilgili konuşmama ilkesine sahip olduklarını belirten Bahçıvan, kendileri için finansal istikrar, fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadelenin önemli olduğunu kaydetti.

Bahçıvan, Merkez Bankası’nın yeni yönetiminin enflasyonla mücadelede doğru politikalar izlemeye devam edeceğine inandığını söyledi.

Enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesinin önceliği olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Enflasyonda istikrarlı bir düşüş sağlandığında, temel bir sorun olan faizlerin de düştüğünü göreceğiz. Yani öncelik, enflasyonun sağlıklı bir şekilde düşmesi ve bunun toplum tarafından kabul edilmesidir.” şeklinde konuştu.

“2025, 2024’ten daha olumlu bir yıl olacak”

Bahçıvan, Türkiye’nin yüksek potansiyele sahip bir ülke olduğunu, uluslararası finans camiasında güven tesis edildiğinde Türkiye’ye yeni yatırımların geleceğine olan inancının yüksek olduğunu belirtti.

CDS rakamlarının objektif analizlerle ortaya konmuş değerlendirmeler olduğunu vurgulayan Bahçıvan, CDS’nin istikrarlı bir şekilde düşüş göstermesinin yabancıların Türkiye’ye bakış açısına olumlu katkı sağladığını ifade etti.

Yatırımcılar için en büyük teşvikin istikrarlı bir ekonomi politikası inancı olduğunu kaydeden Bahçıvan, “2025’te Türkiye’ye bu yıldan daha güçlü bir yabancı sermaye girişi olacağına inanıyorum. Hem uzun vadeli yatırımlarda hem de Türkiye’ye nakit ve kaynak akışında 2025, 2024’ten daha olumlu olacak.” dedi.

Uzun vadeli kalıcı bir güven oluşturmanın önemine dikkat çeken Bahçıvan, “Çözmemiz gereken bazı yapısal konularımız ve sorunlarımız var. Yapısal reformlar üzerine daha fazla zaman ayırmalıyız.” açıklamasında bulundu.

İstikrarlı kur talebi

İstikrarını koruyan bir kurun önemi üzerine duran Erdal Bahçıvan, istikrarlı bir kurun Türkiye için en büyük ihtiyaç olduğunu belirtti.

Bahçıvan, herkesin Türk lirasına daha fazla güven duyması gerektiğini vurgulayarak, “Türk lirası üzerinden yaptığımız fiyatlandırmalara, Türk lirası ile sağladığımız vadeye ve borçlanmaya daha çok itibar etmeliyiz. TL’ye itibar kazandırmak için bu süreç oldukça anlamlı ve değerlidir. İnsanlar yeniden TL’ye yönelmekte.” dedi.

Merkez Bankası’nın piyasadan döviz alıcı konumunda olduğunu aktaran Bahçıvan, önümüzdeki yıl döviz kurunda büyük bir dalgalanma beklemediğini ve kısa vadede aşırı büyüme telaşlarına kapılmamak gerektiğini vurguladı.

Bahçıvan, asgari ücret sürecinde çalışanların yaşam standartlarını önemsediklerini belirterek, “Reel sektörün asgari ücreti verdikten sonra bu ücret karşılığında ürettiği ürünlerle rekabetçi bir hayat sürmesi ve bu rekabet gücünün dikkate alınması gerekiyor. Her iki tarafın da memnun olmayacağı bir asgari ücrete doğru gidiyoruz. En az mutsuzluk ile buluşacağımız yer, en iyi nokta olacaktır.” sözlerini kaydetti.

İTO Başkanı Avdağiç: Kur enflasyon makası alarm veriyor
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, kur ile enflasyon arasındaki makasın kopmasının ihracatçılar için büyük bir sorun oluşturduğunu belirterek, “Kur ile enflasyon arasında dengeli bir korelasyonun sağlanmasını bekliyoruz.” dedi.