JPMorgan Ekonomistleri Asgari Ücret ve Dolar/TL İçin Temel Senaryolarını Açıkladı

JPMorgan Türkiye Ekonomisti Fatih Akçelik, Türkiye’nin gelecekte diğer gelişmekte olan ülkelerden olumlu bir şekilde ayrışmasını öngördüğünü belirtti ve bankanın asgari ücret ile dolar/TL üzerine temel senaryosunu paylaştı.

Fatih Akçelik, CNBC-e canlı yayınında Berfu Güven’in yönlendirmeleriyle çeşitli konular üzerinde durdu.

Akçelik, asgari ücretten enflasyondaki en son yukarı yönlü revizelere kadar birçok konuya dair değerlendirmelerde bulundu.

Akçelik’in dikkat çeken açıklamaları ise şu şekildedir:

“Enflasyon raporu basın toplantısını piyasa, güvercin bir algıyla karşıladı.

Merkez Bankası, aralık ayında faiz indirim olasılığını göz ardı etmedi ancak biz tahminlerimizi güncellemiyoruz. Faiz indirim sürecinin ocak ayında başlayacağını öngörüyoruz (asgari ücret revizyonu ve yönetilen fiyatların açıklanmasının ardından).

Kasım ayında aylık enflasyonun %1,8 seviyesine gerilemesini bekliyoruz. Eğer daha düşük rakamlar gelirse, piyasa aralıkta faiz indirimine zihinsel olarak hazırlanmaya başlayabilir.

Ocak ayı mevsimsel olarak yüksek enflasyon görülen bir dönemdir. Bu nedenle en kötü günlerin geride kalmadığını düşünüyoruz. Yine yüksek enflasyon beklediğimiz ocak ayının ardından, şubat ayında da enflasyon yüksek kalabilir. Özetle, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde enflasyonun artış göstermesini bekliyoruz; ocak ayındaki aylık enflasyonun %4, şubat ayındaki ise %3 seviyelerinde olabileceğini tahmin ediyoruz.

Asgari ücret tahminleri

Asgari ücret varsayımımız yılbaşından bu yana %30 düzeyinde bulunmaktaydı. Bu durumu Asgari Ücret Tespit Komisyonu açıklayacak. Mevcut enflasyon görünümünde bu önemli bir gösterge olsa da tek başına yeterli değil.

“Türkiye diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışıyor”

%50 seviyesinde bir faiz mevcut. Yıllık enflasyon düşmeye devam ediyor. Faiz indirimlerinin para politikasının sıkı olmadığı yönünde yorumlanmasını yetersiz buluyoruz. Faiz koridorunda bir değişiklik sinyali almadım. Kredi büyüme sınırlamalarının korunacağı kanaatindeyim. Faiz indirimlerinin başlaması, sıkılaştırıcı önlemlerden vazgeçileceği anlamına gelmiyor. Dezenflasyon süreci daha yavaş ilerleyecek ve zamana yayılacak.

Yabancı yatırımcıların hem TL uzun pozisyonlarına hem de tahvil alımlarına yöneldiklerini gözlemledik. Seçimlerde Trump’ın kazanmasıyla birlikte, gelişmekte olan ülke para birimleri için risk görünümünde bir bozulma bekleniyor; ancak Türkiye bu durumdan ayrışıyor. Biz, Türkiye’nin iç dinamiklerinin hala belirleyici olduğu ve kendine özgü bir dezenflasyon hikayesine sahip bir pazar olduğunu düşünüyoruz. Para politikası sıkı bir duruş sergilemeye devam ederse, faiz indirimlerine rağmen bu hikaye sürmeye devam edecek. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelerden olumlu yönde ayrışabileceğine inanıyoruz; Türkiye’ye dair görünüm ve değerlendirme iç dinamikler tarafından belirleniyor. Küresel risk iştahından daha az etkileneceği düşüncesindeyiz ve bu durum Türkiye’nin pozitif olarak ayrışmasına yardımcı olacaktır.

“2025 yabancıların borsa yatırımlarına döneceği yıl olabilir”

Ekonomik aktivitenin ilk çeyrekte tekrar hızlanacağını öngörmeye devam ediyoruz. Yabancı yatırımcılardan hisse senedi yatırımlarına ilişkin görüşme talepleri alıyorum. İlk çeyreğin borsa açısından olumlu geçeceği görüşündeyiz. 2025 yılı, yabancı yatırımcıların borsaya döneceği bir dönem olabilir. ABD-Türkiye ilişkilerini de dikkatle takip edeceğiz.

Bu yıl ve gelecek yıla dair dolar/TL tahmini

Dolar/TL için yıl sonu tahminimiz 35, gelecek yıl sonu için ise 42 seviyesinde. Kur tarafında Merkez Bankası’nın mevcut gücünü koruyacağına inanıyoruz. Dolarizasyon beklemiyoruz. Faiz indirimleri olsa bile para politikası sıkı görünümünü muhafaza edecek. Kurda iç dinamiklerin daha belirleyici olacağı kanaatindeyiz.