Benzinli Araçların Otomobil Pazarındaki Liderliği Tehlikede
ODMD verilerine göre yılın ilk çeyreğinde elektrikli ve hibrit otomobil satışları yaklaşık yüzde 90 artarken, benzinli otomobil satışları yüzde 29 azaldı.
Dünya genelinde değişen otomobil trendleri, Türkiye pazarında da kendini gösteriyor. Uzun süredir sıfır otomobil satışlarında baskın olan benzinli araçların yerini, elektrikli ve hibrit modeller almaya başlıyor.
Pazarda güçlü bir lider konumundaki benzinli otomobiller, tam elektrikli ve hibrit araçlarla arasındaki farkın hızla kapanması nedeniyle zirvedeki yerlerini kaybetmekte. Bu yılın ocak-mart döneminde, tam elektrikli ve hibrit otomobillerle benzinli otomobiller arasındaki satış farkı hızla azalıyor.
Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, yılın ilk üç ayında 93 bin 478 adet tam elektrikli ve hibrit otomobil satılırken, benzinli otomobil satışları 111 bin 53 olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde tam elektrikli ve hibrit otomobil satışları yaklaşık yüzde 90 artarken, benzinli otomobil satışları yüzde 29 azaldı.
2024 yılının aynı döneminde elektrikli-hibrit otomobillerde satış rakamları 49 bin 687, benzinli otomobillerde 156 bin 396 olarak gerçekleşmişti. Bu rakamlar, 2023’te de sırasıyla 23 bin 544 ve 117 bin 650 seviyelerine ulaşmıştı.
Öte yandan, Türkiye’de toplam otomobil satışları, 2025’in ocak-mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 azalarak 223 bin 793, hafif ticari araç satışları ise yüzde 15,5 düşüşle 52 bin 491 olarak kaydedildi.
Bu yılın ocak-mart döneminde otomobil ve hafif ticari araç pazarındaki daralmaya rağmen, elektrikli otomobil satışlarındaki artış devam etti. Elektrikli araç satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 79 artışla 29 bin 594 seviyesine ulaştı. Tam elektrikli otomobillerin toplam satışlar içindeki payı ise geçen yıla kıyasla yüzde 7,1’den 13,2’ye yükseldi.
“Otomotiv sektörü, tarihinin en köklü dönüşüm süreçlerinden birini yaşıyor”
Konu hakkında görüşlerini paylaşan BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, otomotiv sektörünün köklü bir dönüşüm yaşadığını belirtti.
Ergun, elektrifikasyonun bu dönüşümün merkezinde bulunduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu büyük dönüşüm, yalnızca araç teknolojilerini değil, aynı zamanda üretimden altyapıya kadar tüm ekosistemi yeniden şekillendiriyor. Küresel elektrikli araç pazarında 2016’dan 2023’e kadar 17 kat artışla 14 milyon adede ulaştık. 2024 yılı içerisinde ise bu sayının 17,1 milyon olacağını öngörüyoruz. 2025’in ilk çeyreğinde ise dünya genelinde yaklaşık 3,9 milyon elektrikli araç satılacağı tahmin ediliyor. Bu veriler, dönüşüm hızını gösteriyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) da bu büyümenin devam edeceğini ve 2030’da Çin’de yollardaki her üç araçtan birinin, Avrupa ve Amerika’da her beş araçtan birinin elektrikli olacağını öngörüyor. Bu durum, elektrikli mobilitenin artık dünya genelinde hızla kabul gördüğünü göstermektedir.”
Türkiye’nin bu küresel dönüşümde konumunu hızla güçlendirdiğine dikkat çeken Ergun, 2022 öncesinde toplam satışlardan yüzde 1’den az pay alabilen elektrikli araçların, 2024 yılı sonunda yüzde 10 pay almayı başardığını ifade etti.
Ergun, “2025’in ilk çeyreğinde ise elektrikli araçlar yaklaşık 30 bin satış ile pazardan yüzde 13’lük bir pay aldı. Bu dönüşümde Türk tüketicisinin elektrikli araçlara ve yeni teknolojilere hızlı adaptasyonu önemli bir faktör. Sektördeki diğer aktörlerin katkılarıyla, 2025 yılı sonunda Türkiye’deki elektrikli araçların pazar payının yüzde 18 seviyelerine ulaşmasını tahmin ediyoruz.” dedi.
Şarj edilebilir hibrit araçların Türkiye’de de önemli bir ivme kazandığını belirten Ergun, 2023’te Türkiye’de yaklaşık 2 bin 500 adet şarj edilebilir hibrit araç satıldığını, 2024’te bu rakamın BYD’nin katkısıyla 10 bin adede ulaşacağını kaydetti.
Ergun, “2025’in ilk çeyreğinde yapılan 9 bin 400 adetlik satışla, şarj edilebilir hibrit araç pazarı 2024 yılını şimdiden yakaladı. 2025 yılında farklı markaların da modellerini pazara sunmasıyla şarj edilebilir hibrit araçlar, pazarda önemli bir yer edinecek. Otomotiv sektöründeki bu hızlı dönüşüm, üreticiler, teknoloji geliştiriciler ve kamu otoriteleri için fırsatlar barındırıyor. Tüketicilerin elektrikli araçlara olan ilgisi, yeni üreticilerin Türkiye’de tesis açmasını sağlıyor. Batarya teknolojileri, şarj altyapısının güçlendirilmesi ve yazılım geliştirme gibi alanlarda yetkinlik kazanmak, Türkiye’nin bölgesel bir elektrikli araç merkezi olmasında önemli rol oynayacaktır.” diye konuştu.
“Elektrikli otomobil pazarının büyümesi, ekosisteme yeni oyuncular ekliyor”
Hyundai Motor Türkiye Genel Müdürü Murat Berkel de hem Türkiye’de hem de globalde elektrikli araç satışlarına olan talebin her geçen gün arttığını belirtti.
Berkel, “Küresel ölçekte ocak-mart döneminde satılan elektrikli araç sayısı 3,5 milyona ulaştı ve bunun 2 milyondan fazlası Çin’deki satışlardan oluştu. Hızlı bir tahminle, 2025’te 20 milyonun üzerinde elektrikli araç satışı bekliyoruz. Beş yıl önce yüzde 5 paya sahip olan elektrikli araç pazarının, bu yıl yüzde 25 seviyesine ulaşması bekleniyor.” dedi.
Türkiye’de ise yılın ilk 3 ayında 30 bine yakın tam elektrikli araç satıldığına ve pazar payının yüzde 13’ü geçtiğine vurgu yapan Berkel, kendilerinin de ilk çeyrekte 1.228 adet tamamen elektrikli modelin satışını gerçekleştirdiklerini belirtti.
Elektrikli araçlardaki paylarının yüzde 8,2’ye ulaştığını aktaran Berkel, şunları ekledi:
“Amacımız, yıl sonuna kadar elektrikli araç satışlarımızı ve pazar payımızı bir önceki seneye göre artırmak. Elektrikli otomobil pazarının bu şekilde büyümesi, tedarik zincirinin genişlemesine ve aynı zamanda ekosisteeme yeni oyuncuların dahil olmasına zemin hazırlıyor. Markaların Türkiye’deki yatırım miktarları arttıkça, elektrikli araç üretimi de ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Biz de Hyundai Motor Türkiye olarak 2026’dan itibaren İzmit’teki fabrikamızda tamamen elektrikli bir model üretmeye başlayacağız.
Bu üretimle birlikte hem istihdamda hem de yan sanayide çeşitliliğin artmasını bekliyoruz. Elektrikli araç ekosisteminin genişlemesiyle birlikte, teknoloji şirketlerinin otomotiv sektörüyle olan işbirliği daha da derinleşecektir. Elektrifikasyona geçişte ve büyümede yan sanayinin uyum sağlaması son derece önemlidir. Ayrıca, elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte, yetkili servislerde kalifiye eleman ihtiyacı artacak. Bu da doğal olarak ilgili eğitim kurumlarının genişlemesine ve ek istihdama olanak sağlayacak. Gelecek, elektrikli otomobillerin geleceği ve bu alanda birden fazla yeni iş kolu ortaya çıkacak.”
Otomotiv pazarı ilk çeyrekte yüzde 6,5 daraldı
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı, ocak-mart döneminde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 daralarak 276 bin 284 olarak kaydedildi.