Rekabetçiliğimizi Yitiriyoruz: Kur Politikasının Yeniden Değerlendirilmesi Gerekiyor
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, ihracat hedefine ulaşmanın enflasyon ve döviz kurları arasındaki dengenin sağlanmasıyla mümkün olduğunu vurgulayarak, döviz politikalarının yeniden gözden geçirilmesini talep etti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, TİM Report’un Şubat sayısında güncel konulara ilişkin görüşlerini paylaştı.
Mustafa Gültepe, 280 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmek için ihracatta yüzde 7’lik bir artış gerektiğine değinerek, “Mevcut potansiyelimizle çok daha fazlasını gerçekleştirebiliriz. Ancak ilk olarak, geçtiğimiz yıl rekabetçiliğimize zarar veren durumu acilen düzeltmeliyiz. Yani enflasyon ile döviz kuru arasındaki dengeyi kurmalıyız.” şeklinde konuştu.
Gültepe’nin ifadelerinden önemli noktalar şu şekildeydi:
“280 milyar dolarlık ihracat hedefimizle başladığımız 2025’in ilk ayını geride bıraktık. Ocak ayında ihracatımızı yüzde 5,8 artırarak 21,2 milyar dolara ulaştık. Böylece tarihimizdeki en yüksek ocak ayı ihracatını gerçekleştirmiş olduk. Ocak ayındaki hizmet ihracatımızın da yaklaşık 9,4 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Bu anlamlı başarı için tüm ihracatçılarımızı tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum.”
Sektörel bazda incelendiğinde, otomotiv 3 milyar dolarla 2025’e en yüksek performansla başladı. Otomotivi, 2,5 milyar dolarla kimyevi maddeler, 1,4 milyar dolarla hazır giyim, 1,25 milyar dolarla çelik ve 1,22 milyar dolarla elektrik-elektronik takip ediyor. Geçen ay, 46 ilimiz ihracatını artırdı. En çok ihracat yapan 5 ilimiz ise İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara oldu.
“İhracat ilgi azalıyor”
Ocak ayında 1090 firmamız ilk kez ihracat yapma fırsatı buldu. Bu, son yılların en düşük sayısı. Rekabetçiliğimizin zayıflaması nedeniyle ihracata ilginin azaldığını gözlemliyoruz. Bu durumu ihracatımızın geleceği açısından büyük bir risk olarak değerlendiriyoruz. 280 milyar dolarlık hedefine ulaşabilmemiz için ihracatımızı yüzde 7 artırmalıyız. Mevcut potansiyelimizle bunun da ötesini başarabiliriz. Ancak öncelikle geçen yıl rekabetçiliğimize zarar veren durumu acilen düzeltmeliyiz; yani enflasyon ile döviz kuru arasındaki dengeyi sağlamak zorundayız.
Dünya genelindeki jeopolitik gelişmeleri de göz ardı edemeyiz. ABD, bizim en büyük ikinci ihracat pazarımız. Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi mutlaka ticaretimize etki edecektir. Suriye’deki gelişmeleri de dikkatle takip edeceğiz. Ayrıca, bu yıl da ihracatçı birliklerimizle birlikte yoğun bir heyet programı gerçekleştireceğiz. 280 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmek için tüm olanaklarımızı seferber edeceğiz.
“Verimlilik artırmalı ve katma değerli üretime odaklanmalıyız”
TİM olarak her ay verileri, ihracatımıza değer katan bir ilimizde açıklamayı önemsiyoruz. Bu ziyaretleri, İstanbul dışındaki ihracatçılarımızla bir araya gelip fikir alışverişinde bulunma fırsatı olarak değerlendiriyoruz.
Ocak ayı verilerimizi açıkladığımız Trabzon’da da ihracatçılarımızla bir araya gelerek, sorunlarını, taleplerini ve önerilerini dinleme fırsatı bulduk. Fındık, Trabzon’un önemli ihraç ürünlerinden biri. 2024’te ihracatımızın artışındaki katkısını da belirtmek isterim. Ancak fındıkta risklerin arttığını gözlemliyoruz. Ton bazında fındık ihracatındaki küresel payımız yüzde 63’ten yüzde 58’e geriledi. On yıl önce neredeyse hiç fındık ihraç etmeyen Şili, artık önemli bir ihracatçı ülke haline geldi. ABD ve Gürcistan’ın fındık ihracatı her geçen yıl artıyor. Fındığı bir ulusal mesele olarak ele almalıyız. Öncelikle, dönüm başına verimi artırmalıyız.
Diğer yandan, fındığa daha fazla değer katacak projeler geliştirmeliyiz. Bu sadece fındık için değil, tüm sektörlerimiz için geçerli olup, verimlilik artırma ve katma değerli üretim üzerinde yoğunlaşmalıyız.
Unutmayalım ki, Türkiye’yi dünya genelindeki en büyük 10 ihracatçı ülke arasına ancak böyle bir yaklaşım ile çıkarabiliriz.”
Rekabet Kurumundan fındık sektörüyle ilgili uyarı
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, fındık piyasasında hakim durumdaki yerleşik teşebbüsten aldıkları taahhütleri yakından takip ettiklerini belirterek, “Herhangi bir şekilde rekabetçi yapıyı bozucu ve kabul edilen taahhütlerin ruhuna aykırı olabilecek her türlü uygulama hızla yaptırıma tabi olacaktır.” şeklinde uyarıda bulundu.