
Trump’ın tarife kararı sızdırıldı mı? Hedge fonlarının erken hareketi şüphe yaratıyor.
Goldman Sachs, ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açan tarifelerini açıklamadan önce, geçen hafta hedge fonların dünya genelinde hisse senetlerini satmaya başladığını ve bu varlıkların değer kaybedeceğine dair pozisyonlar aldığını bildirdi.
ABD Başkanı Trump’ın hafta sonu Kanada, Meksika ve Çin’e yönelik geniş çaplı tarifeleri duyurmasının ardından, küresel hisse senetleri pazartesi günü yoğun bir satış baskısıyla karşı karşıya kaldı.
Goldman Sachs, bu satış dalgasının geçen yıl İngiliz sterlininin değer kaybının ve yen carry işlemlerinin sona ermesi sonrası görülen en büyük hareket olduğunu ifade etti.
Piyasalarda tarifeler nedeniyle yaşanan sarsıntı: Trump sonrası altın, euro ve kripto para birimlerinde haftanın ilk verileri
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada, Meksika ve Çin’e ek gümrük tarifeleri uygulamasının ardından yatırımcılar dolara yönelirken, altın, euro ve kripto paralarda düşüş kaydedildi. Trump sonrası piyasalardaki ilk veriler burada..
Bankanın yayımladığı son raporda, hedge fonların bu düşüş öncesinde, cuma günü sona eren haftada Asya’daki gelişmiş pazarlar dışındaki tüm coğrafi bölgelerde hisse senedi sattığı kaydedildi.
İlgili notta, cuma günü hedge fonların neredeyse tüm sektörlerde satışa geçerken, en yoğun satışların sanayi, perakendecilik, enerji ve iletişim hizmetleri sektörlerinde gerçekleştiği belirtildi.
Goldman Sachs verilerine göre, sanayi sektörü hisse senetlerinde değer kaybı yaşanacağı tahmini yapılan kısa pozisyonların, bu sektörde yükseliş olacağına dair uzun pozisyonlara neredeyse iki katına ulaştığı ifade edildi.
Yükseliş beklenen tek sektör gayrimenkul oldu
Goldman Sachs, hedge fonların değer artışı beklentisi ile pozisyon aldığı tek sektörün gayrimenkul olduğunu vurguladı. Banka, hedge fonların bu sektörde dördüncü hafta üst üste ve son iki ayın en hızlı temposunda hisse senedi satın aldığını aktardı.
Erlen Capital Management yöneticilerinden Bruno Schneller, mülk değerleri ve kiraların enflasyonla birlikte artmasını gerekçe göstererek, genel olarak gayrimenkul sektörünün enflasyonist dönemlerde iyi performans gösterdiğini ifade etti.
Schneller, bu konu hakkında yaptığı açıklamada, “Ticaret savaşlarının yüksek ithalat maliyetlerine ve genel olarak enflasyonist baskılara yol açması durumunda, gayrimenkul yatırımları, satın alma gücü kaybına karşı cazip bir koruma aracı haline gelir” değerlendirmesinde bulundu.