Altın Son 45 Yıldaki En Güçlü Performansını Gösterdi
Orta Doğu’daki artan gerilim ve ABD’de 5 Kasım’da gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerine ilişkin belirsizliklerin etkisiyle ons altın, bu yıl 35 kez rekor kırarak son 45 yılın en iyi performansını sergiledi.
Ukrayna’daki çatışmalar, ABD gibi ülkelerin artan borçluluğu gibi jeopolitik ve makroekonomik risklerin devam etmesi ve dünya genelindeki merkez bankalarının güvercin politikaları, altının ons fiyatının yükselmesine yol açtı.
Altının ons fiyatı bu yıl yaklaşık yüzde 33 değer kazanarak, son 45 yılın en yüksek yıllık artışını kaydetti.
Bazı analistler, faiz indirimlerinin ve küresel belirsizliklerin sürmesi durumunda, yılın başında 2 bin doların hemen üzerinde olan altının ons fiyatının yıl sonunda 3 bin dolara ulaşabileceğini öngörüyor.
Ons altın, uluslararası piyasalarda 23 Ekim’de bu yıl 35. kez rekor kırarak 2 bin 758,42 seviyesine yükseldi ve 25 Ekim’de 2 bin 747 dolardan işlem gördü.
Analistler, altın talebinin yıl başından bu yana devam eden merkez bankası alımları, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirme politikasını sürdüreceği beklentileri ve Orta Doğu’daki çatışmalar nedeniyle güçlü kaldığını vurguluyor.
Petrol fiyatlarındaki son düşüş, enflasyonun yeniden yükselebileceği endişelerini azalttı. Analistlere göre bu durum, merkez bankalarına faiz oranlarını düşürmek için daha fazla alan sağlıyor.
Düşük faiz oranları genellikle altına talebi artırırken, bu durum sabit vadeli mevduat gibi yatırımları daha az cazip hale getiriyor.
Analistler, ABD’de faiz oranları düşerse, bu durumun dolar üzerinde baskı oluşturacağını ve bunun dolara dayalı altının diğer para birimlerinde alıcılar için daha cazip hale gelmesini sağlayabileceğini belirtiyor.
Kriz dönemlerinde yatırımcılar portföylerinin bir kısmını altına kaydırmayı tercih ederken, altın jeopolitik belirsizlikler zamanında güvenli bir liman olarak görülüyor.
Dünya Altın Konseyi’nin (WGC) hesaplamalarına göre, jeopolitik belirsizlikler Eylül ayında altın fiyatındaki artışın yaklaşık beşte birine katkıda bulundu. Özellikle ABD seçimleri yaklaşırken bazı analistler, bu bağlantının bu ay da devam etmesinin muhtemel olacağını belirtiyor.
ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleriyle ilgili hangi adayın kazanacağına dair belirsizlik sürerken, piyasalarda hangi adayın altın fiyatları için daha olumlu etkiler yaratacağına dair hala kararsızlık bulunuyor.
ABD’deki anketlerde, 5 Kasım’daki başkanlık seçiminde Demokrat Parti Adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Aday Donald Trump’ın neredeyse başa baş olduğu gözlemleniyor. Bu belirsizlik, yatırımcıları altına yönlendiriyor.
Faiz indirimleri altın fiyatını olumlu etkiliyor
Dünya genelinde enflasyon endişesi zayıflamaya devam ederken, başta Fed olmak üzere merkez bankaları para politikalarını gevşetiyor.
Küresel ekonomilerin yaklaşık 3 yıldır süren enflasyonla mücadelesinin yavaş yavaş sona yaklaşıldığı görüşü ağırlık kazanırken, merkez bankalarının çoğu ülkelerindeki ekonomik gidişata göre politika ayarlamalarını sürdürüyor.
Dünyanın en büyük merkez bankası konumundaki Fed’in faiz indirme politikasına devam edeceği yönündeki beklentiler, yine altın fiyatını yukarı yönlü destekleyen bir unsur olarak öne çıkıyor.
Fed, 18 Eylül’de politika faizini 4 yıl aradan sonra ilk kez indirdi ve 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5,00 aralığına çekti. Bu indirimin ardından iki hafta içinde altının ons fiyatı 7 kez rekor kırdı.
Analistlerin çoğu, Fed’in Kasım ayındaki bir sonraki toplantısında faiz oranlarını 50 baz puan yerine 25 baz puan indirmesini bekliyor. Bu beklentinin azalması, altın fiyatlarını olumsuz etkilemiş değil.
Dünya Altın Konseyi’ne göre, tarihsel olarak faiz indirim döngüsünün başlamasının ardından altı ay içinde altının ons fiyatı ortalama yüzde 6 yükselmiştir.
Faizsiz bir yatırım aracı olan altın, düzenli gelir getirmediği için, faiz oranlarının düştüğü bir ortamda altın talebini destekliyor.
Merkez bankalarının altın alımları
Bazı yatırımcılar, yalnızca fiyatı yükseldiği için altına yatırım yaparken, vadeli işlemler piyasasındaki varlık yöneticileri ile brokerlerin altın fiyatlarının yükseleceğine dair değerlendirmeleriyle uzun pozisyonların hacmi de artıyor.
Vadeli işlemler piyasasındaki birçok yatırımcı, kısa vadeli trendlere odaklandığından, pozisyonlarını değiştirmelerinin altın fiyatında bir düzeltmeye yol açabileceği belirtiliyor.
Asya’dan külçe ve sikke satın alan yatırımcılar, yılın başında altın fiyatları için önemli bir itici güç olarak görülürken, altına yönelik fiziksel talep olarak mevcut piyasa sinyalleri biraz karışık görünmekte.
Mart ve Nisan aylarında altın alımlarıyla rekor kırılmasına önemli katkıda bulunan Çin Merkez Bankası, Eylül ayında üst üste beşinci kez altın alımında bulunmadı.
Ancak analistlere göre, merkez bankalarının alımları bu yıl da altın talebini desteklemeye devam edecek.
Analistler, altının peş peşe rekorlar kırmasının yaklaşan ABD seçimleri veya vadeli işlemler piyasasındaki yüksek işlem hacimleri gibi kısa vadeli faktörlerle de ilişkili olduğunu belirtiyor.
Merkez bankalarının altın alımlarını sürdürmesi, Fed’in daha fazla faiz indirimi yapma olasılığı ve Orta Doğu’daki gelişmeler, zayıflayan ekonomi ile birlikte, jeopolitik ve makroekonomik risklerin devam etmesi, orta vadede altın fiyatları için olumlu bir zemin oluşturuyor.